hayvanlar alemi ya da erkek dostluguna giris

Tabii ki hepimiz hayvandan geliyoruz, hayvanlar alemi bizim de alemimimiz bir yerde. Ama bazilarimiz daha bir hayvan sanki. Hani insan cinsinin pipili olanlarindan bahsediyorum. Sanki onlar bazen agizlarini acsa iclerindeki ayinin kurku, maymunun kuyrugu, kusun kanadi gorunecek. O denli.

Kadin kismisi „erkeginin“ hayvanliklarini cesitli durumlarda tesvik ediyor, adam hayvanlastikca seviniyor, gubariyor. Mesela gidin bir karpuz sergisine, karpuz secimi sirasinda aslinda butun alisveris boyunca hic birseye karismayan, kuzu kuzu alisverisleri tasiyan erkek kisminin nasil saha kalktigini, kadinlarin o tezgahtan nasil iki adim geri cekildigini, adamlarin mal muduru/ bankaci/ muhendis falan degil de Diyarbakir Universitesi Karpuz ana bilim dalindan doktorali seciciymis gibi birbirlerine kesik kesik bakislar atarak, birinin begenmeyip elinden biraktigi karpuzu bir de digeri test ederek, serginin etrafinda geyik gormus antilop gibi kosusmasini izleyin. Ne kadar buyuk, o kadar iyi tabii, soylemeye gerek yok.

O karpuz sergicileri sezonda kac antilopa dosya kagidi renginde, saman lezzetinde karpuzlar satiyordur acaba, merak ediyorum.

Ya tamirci geldigindeki hallere ne demeli? Her isi karisinin halletmesine alismis tembel erkegimiz, randevusunu karisinin ayarladigi, iyisini arayip bulmak icin helak oldugu usta kapinin esiginden girer girmez adamin ensesinden inmez. Hani o kadar biliyorsan sen yapaydin demek icimizden gelse de bu sefer de antilopumuz bir merakli sincap, bir cennet kusu kimligine burunur. Ustanin ayaginin altinda kalabalik yapip sordugu salak sorularla ambale eder. Nihayetinde etraf bir pislenecekse iki pislenir, usta ayaginin dibindeki sen sincaba sinirlendigi icin iki kat fiyat ceker. Eee, o neseli kuyrugun bir bedeli olacak elbet.

Ya da – ki en yakindan bildigim halidir bu erkeklerin- okuze baglarlar. Bildigin ayi olurlar. Erkek nufusu fazla olan yerlerde luzumundan cok vakit geciren biri olarak bu durum beni sasirtmasa, korkutmasa da bezdirir. Birden cok adam, birden cok iri ve gobekli adam, birden cok birden cok bira icmis adam, birden cok kendisinin en sert ve etrafin guvenliginden (ki ortamdaki tek tehlike unsuru kendi turdesleridir, en azindan bir afet anindan bahsetmiyorsak) sorumlu sanan adam bir araya geldiginde karsimiza bizim gelismis ve uygar dunyamiza gore epey acikli, komik bir goruntu cikar.

Birbirlerini koklar ve tartarlar. Kimin isi daha iyi, kimin arabasi daha guzel, kimin muzik bilgisi daha genis, kim daha cok bilimsel yayin yapiyor (tabi canim, bunlar okuyunca ayiliklari geciyor mu sandiniz yoksam?) kimin kaslari daha fazla, kim daha uzaga iseyecek falan filan iste... O olmadi, baktilar ki yenisemiyorlar, arada kimsenin de pes edecegi yok, acik acik veya gizlice savasirlar.

Gecen Cumartesi insanligin (ancak) basladigi, ama cok da gelismedigi bir ortami andiran Metallica konseri sirasinda aynen boyle bir olayin icinde kaldim. Kocam ve ayinin teki, bak senden aslinda kuvvetliyim ama tenezzul etmiyorum gibi ufak imalarla yenisemeyince birbirlerine gercekten girismeye karar verdiler. Turkiye’de olsa cinayetle sonuclanabilecek bir bira firlatma – hadi ondeki kadinlari ayica rahatsiz edelim hadisesi, biraz hirlasma ile sona erdi.

Koray’i o gun ve ertesi gun oldurmek istedim, ne yalan soyleyeyim. Sonra da dedim ki, evet, herkes dogasina uygun hareket ediyor, o adamlarla da bak kardesim yapma diye sakince konusmak mumkun olmazdi heralde.

...

Ne o, kocama ayinin tekidir deyip konuyu kapatacagimi mi sandiniz?

Ben de Sali gecesine kadar oyle saniyordum ki, Sali gecesi bambaska birsey oldu. Amsterdam Arena’da AC/DC yi izliyorduk, ses cok kotuydu, biralarimizi icip millete bakip egleniyorduk ki, koskoca Arena’da adamin teki bize dogru bogurdu. Hey!!

Evet efendim, dogru tahmin ettiniz. Daha Cumartesi gecesi Koray’la kanlisiymis da anasini oldurmus gibi itisen sarisin ayi. Bize gelip nasilsiniz demek, ellerimizi sikmak istemis. Koray da adamla bir muhabbet, bir muhabbet, kartini verip bir sonraki konsere birlikte gidelim kardes demesin mi!

Adami bizim evde, Koray'la birlikte cesitli ayiliklara imza atarken, sonra da kendimi kocanizi gozaltina aldik, gelin toplayin gibi telefonlar alirken gorur gibiyim. Gelecekten korkuyorum.

Hayvanlik, baska bisi, birbirlerinin gozunu oyarmiscasina oynayip sonra koyun koyuna uyuyan kedi yavrulari da var dunyada, ayi gibi yavrusunu severken oldurenler de. Yilan gibi sinsi olup sokmak icin dogru zamani bekleyenler de.

Bizimkisi sadece biraz daha derinde, erkeklerinki dedigim gibi, agizlarini acinca gorunebilecek kadar yakin.

Yorumlar

jackietreehorn dedi ki…
oha, koca stadyumda nasil buldunuz o adami? hal hatir sormasi iyi olmus tabi (akilli olsun). Ama onumuzdeki konserlerde kendisi ile karsilasmamak bence mantikli bir secim. Ickiyi fazla kacirinca eli kolu rahat durmuyor biliyosun.

Bu arada Deniz, senin iddia ettigin uzere Hetfield'in kafasinin normal bir insan kafasinin 2 kati olup olmadini arastirdim. Maalesef "hetfield huge head" ve "hetfield head double size" seklindeki aramalar sonucsuz kaliyor. Bence sakal yaniltmis seni.

Seek and destroy!
elif dedi ki…
dusundum dusundum, bi tek gecmis olsun diyebilirmisim gibi geldi.
ille bisey demek lazim degil tabi de, gubarmak lafini gorunce tutamadim kendimi :)
bu arada, kafaniz sismiyor mu kuzum? AC/DC konserine gitmeyi hayal bile edemiyorum ben.
Bi de bu arkadaslar 30'u gecmis 40'a bir soluk kalmis yastalar degil mi? Buyudukce akillanirlar saniyor insan ama oyle olmuyor maalesef, hatta cocuk olduysa genellikle cocugunuz yani askinizin meyvesi ile askiniz ayni yasta oluyorlar :)AC/DC konserine gittiginizi okuyunca hasetimizden catladik,amma adamlarin kotu soyledigini duyunca bi rahatladik ki...
Deniz dedi ki…
Engin, vallahi koca kafali gibi geliyor bana, belki de goz aliskanligidir.Ben ergenken odamda benim boyumda bir J.Hetfield portresi asiliydi. Her sabah gozumu acar acmaz boyum kadar James yuzu gore gore koca kafali olduguna hukmettim belki.

Yelda, AC/DC epey canliydi, eminim Arena'dan kaynaklaniyordu sorun. Uzgunum:)

Popüler Yayınlar