Idolumsun Inci baba.


Okudugum gunden beri aklimdan cikmiyor. Elbette adam bicaklayip vurmasi dogru bisey degil ama o mizah duygusunun hastasiyim.

Bize yakinda yemege gelecek misafirlerime Deniz Hanim heykeli seklinde tereyagi toplari ikram ederek kendisini anmayi dusunuyorum.


"Sinema oyuncusu Filiz Akın’ı kalçasından bıçaklayan sanık, ifadesinde “Patronum, Filiz Hanım’ı seviyor ama karşılık alamıyordu. Korkutmam için bana 10 bin lira verdi” demiş. 21 Eylül 1979 tarihli bu haberde adı geçen patron, yeraltı dünyasında İnci Baba diye bilinen Mehmet Nabi İnciler’dir. İnci Baba’yı asıl sinirlendirenin Filiz Akın’ın karşılık vermemesi değil, uluorta “Dünyada başka erkek kalmasa yine onunla olmam” demesi olduğu da iddialar arasındadır.

Devletten ihale alan, Ankara’ya yerleşmiş Urfalı bir müteahhittir İnci Baba. Alamadığı bir ihaleden sonra İmar Bakanlığı’nı otomatik tüfekle basacak kadar gözü karadır. 80’li yıllarda ihale ve çek senet mafyasının da önemli isimlerinden biri olur.

Bülent Ersoy cinsiyet değiştirdiğinde tepki gösterenlere “Kendi malı değil mi kardeşim, kestirir kestirmez size ne” diye postasını koyduktan sonra Ersoy’a sahip çıkar. Bülent Ersoy’un ayakta kalmasını sağlayan isimlerden biri olur.

Çok renkli bir kişiliktir. TV dizisi Dallas’tan etkilenip Ceyar ve Sue Allen adını verdiği iki kaplan beslemesi, parayı tahsil edemediği durumlarda kaplanlarını borçlunun evinin önüne bağlatıp gözdağı vermesi meşhurdur. Ayağından vurdurduğu kişilerin, çıkan kurşunu getirip elini öpmesi halinde para ödülü verdiği, çeşitli kalibrelerdeki bu mermilerden oluşan bir koleksiyonu olduğu anlatılır. Bir kuyumcu bu mermilere vurulan şahsın ismini yazar, İnci Baba anılarını tazelemek istediğinde bu isimleri tek tek okuyup hikâyelerini anlatırmış.

Gündem konularıyla yakından ilgilidir. İran - Irak savaşının sürdüğü 1982’de Erkekçe’ye verdiği röportajda İran’la işbirliği yapıp Irak’ı istila etmemiz gerektiğini söyler ve plânını şöyle açıklar: “İran devlet başkanı Humeyni’ye Türkiye’den birkaç çember sakallı tipi hediyeyle göndereceksin. İran’da hediye çok mühimdir. ‘Bak bu peygamber efendimizin pabucu, bizim müzedeydi, sana hediye ediyoruz’ diyeceksin, ama pabuç sahte. Gerçeğini verme yani. Sonra Humeyni’ye ‘Bak kardeşim sen de müslümansın, biz de. Ama hep bana, hep bana diyorsun. Şu petrolden biraz da bize ver bakalım. Gel Irak’ı da birlikte halledelim. Irak bitmiş zaten, hasta yatağında s..ilir’ diyeceksin. Kabul etmedi mi, basacaksın yaygarayı: ‘Zaten bu Humeyni sürgündeyken Bursa’da kalmıştı, belki de ibnedir’ diyeceksin. O da mı olmadı, git Amerika’ya ‘şu bizim borcu sil, dört yüz tane de uçak ver, Ortadoğu’yu cümbüş yerine çevirelim’ de.”

Kelliği konusunda çok hassastır. 1986’da gazetelerin sürekli peruğundan söz etmesine sinirlenip gazete çıkarmaya karar verdiğini açıklasa da, sonradan vazgeçer ya da konuyu unutur.

Urfa'dan 1987'de bağımsız milletvekilliği için aday olur. Adaylığını açıkladıktan sonra “Ben bu Meclise bir gireyim, sopa atılacak o kadar çok milletvekili var ki...” dediği için midir bilinmez, ama seçimi kaybeder.

Süleyman Demirel’in 1971’den beri yakın arkadaşıdır. Bir Amerika gezisinde birlikte olduğu Demirel’in Washington Anıtı’na çelenk koymasından etkilenip Chicago’ya gider ve Al Capone’un mezarına çelenk koyar. Demirel cumhurbaşkanı seçildikten sonra Güniz Sokak’taki evinden Çankaya’ya uğurlama törenini o organize etmiş, kurbanlar kestirmiştir. DYP delegesi olan İnci Baba, Demirel’den sonra “bacımız” dediği Tansu Çiller’e destek olur.

Turist rehberi Kemal Suman anılarını anlattığı kitabında (Bir Rehberin Anıları – Remzi Kitabevi), Japon turistleri götürdüğü Doğubeyazıt’taki otelde İnci Baba’yla karşılaşmalarını anlatır. Otel sahibinin aşçılara tereyağından yaptırttığı İnci Baba heykelciklerinin bulunduğu masa Japon turistlerin ilgisini çekmiştir. Japonların fotoğraf çektirme teklifini kabul eden İnci Baba, rehber Kemal Suman’a “Arkadaşlara jakuzi olduğumuzu söylemeyi unutma” der, Suman “jakuzi değil, yakuza” diyemez elbette. Gecenin sonunda Japonların teşekkür için yerlere kadar eğilmelerine aynı karşılığı vermek isteyen İnci Baba’nın peruğu kafasından fırlar. Neyse ki iyi günündedir, işi gırgıra vurup gülmekle yetinir.

İnci Baba, 4 Aralık 1993’te koruması Yakup Güven tarafından vurularak öldürüldüğünde 55 yaşındadır. İnci Baba'yı öldüren Güven ise 18 Şubat 1999'da, tahliyesine 5 gün kala Çankırı Cezaevi'nde uğradığı silahlı saldırı sonucu ölür."

Sagolasin Milli Tarih blogu, vay be, Inci baba.

Yorumlar

Başak dedi ki…
Japonlarla olan macerasina cok guldum...aklima geldikce gulerim daha. Dort dortluk mafyaymis rahmetli :-D
Ankara'da muhtelif cocuklari vardi bir de kendisinin: Bir cesit "fan base" diyelim. Kendilerini Inci Baba'nin gayrimesru oglu-kizi diye tanitir cok prim yaparlardi 90'larda.
Deniz dedi ki…
Ilginctir ki mafya babasi cocuklari da babalarini isadami olarak tanitmayi tercih ediyorlardi.

Bizim okul mafyasever bir okuldu sanirsam ki ablamin doneminde de benim donemimde de meshur bir mafya babasinin oglu okudu. Genelde low profile dolasirlardi, oyle hic avaz avaz sen benim kim oldugumu biliyor musun durumlari yoktu yani.Sonra bir tanesi bacak kadar boyuna bakmadan adam vurunca apar topar okuldan atildi.
Adsız dedi ki…
Halamın kocası hastaneyken çiçek yollamıştı, siyah kadife kaplı kartvizitinin arkasında "O pezoyu dert etme sen." yazıyordu.

Popüler Yayınlar