yesil parmakli Deniz
Haftasonu hava piril piril gunesli, sahane bir sekilde ilikti. Biz de haftalardir aklimizda cig gibi buyuyen 'bahceye bisi yapmamiz lazim' sorununu kismen cozmek uzere Praxis'e gittik. Bizim gibi dusunen binlerce Hollandaliyla birlikte saksi, toprak tohum falan aldik.
Bitkilerle ilgili bildigim iki seyi de cocukken okudugum kitaplardan ogrendim. Birincisi cocukken cok aglayarak okudugum Yesil Parmakli Cocuk' tan: Bazi insanlarin bitkilere ve ciceklere yatkinligi vardir, bazilarinin yoktur. Oburu ise Ucurtmam Bulut Simdi'den: (ki babam bana 89 yilinda Tuyap fuarindan almis, icine de not yazmisti) Meyve vermeyen agaclari korkutursan eger, cicek acarlar.
Lise ikinci sinifta annem bir veli toplantisinda duyduklarindan cok hosnut kaldiginda bana bir saksi pembe cicekli bisi -hah iste, azicikack yesil bile parmagin olsa, adini bilirdin cicegin- hediye etmisti. O cicek bana kafayi yedirtmisti bir sure, her yaprak doktugunde, her bir goncasi kurdugunda kendimi suclu hissediyor, okulda basima kotu seyler gelecegine inaniyordum. Cicege muzik mi dinletmedim (Portishead belki biraz depresif gelmis olabilir, bilemiyorum) uzun uzun konusmalar mi yapmadim (bana bak, acacaksan ac, acmazsan saksini kirarim sekilinde) besin mi vermedim (dogum kontrol hapi, sigara kulu) herseyi yaptim ama o kurumaya devam etti. Son care olarak korkuttum sigara ile birkac yapraginda delikler actim, bak eger hemen toparlanmazsan tamamini yakarim diye tembih ettim ama oldu essek. O gun bugun evlendim, evim oldu ama cicek almaya saksi bakmaya falan heves etmedim.
Dun bir heves maydonoz, nane, feslegen, lavanta(faydacilik ilkesine gore tabii benim bahcecilik anlayisim, yemeyecegim seyi niye yetistireyim ki?) ivir zivir diktik bakalim, cikmazsa eger bir cilingir sofrasi kuracagim onlara besin olsun diye. Bu sefer muzik olarak neseli biseyler dinleteyim diyorum, Koray da arada bir konusur onlarla. Olmadi bu sefer uzerlerine benzin dokup yakarak korkuturuz serefsizleri.
Bitkilerle ilgili bildigim iki seyi de cocukken okudugum kitaplardan ogrendim. Birincisi cocukken cok aglayarak okudugum Yesil Parmakli Cocuk' tan: Bazi insanlarin bitkilere ve ciceklere yatkinligi vardir, bazilarinin yoktur. Oburu ise Ucurtmam Bulut Simdi'den: (ki babam bana 89 yilinda Tuyap fuarindan almis, icine de not yazmisti) Meyve vermeyen agaclari korkutursan eger, cicek acarlar.
Lise ikinci sinifta annem bir veli toplantisinda duyduklarindan cok hosnut kaldiginda bana bir saksi pembe cicekli bisi -hah iste, azicikack yesil bile parmagin olsa, adini bilirdin cicegin- hediye etmisti. O cicek bana kafayi yedirtmisti bir sure, her yaprak doktugunde, her bir goncasi kurdugunda kendimi suclu hissediyor, okulda basima kotu seyler gelecegine inaniyordum. Cicege muzik mi dinletmedim (Portishead belki biraz depresif gelmis olabilir, bilemiyorum) uzun uzun konusmalar mi yapmadim (bana bak, acacaksan ac, acmazsan saksini kirarim sekilinde) besin mi vermedim (dogum kontrol hapi, sigara kulu) herseyi yaptim ama o kurumaya devam etti. Son care olarak korkuttum sigara ile birkac yapraginda delikler actim, bak eger hemen toparlanmazsan tamamini yakarim diye tembih ettim ama oldu essek. O gun bugun evlendim, evim oldu ama cicek almaya saksi bakmaya falan heves etmedim.
Dun bir heves maydonoz, nane, feslegen, lavanta(faydacilik ilkesine gore tabii benim bahcecilik anlayisim, yemeyecegim seyi niye yetistireyim ki?) ivir zivir diktik bakalim, cikmazsa eger bir cilingir sofrasi kuracagim onlara besin olsun diye. Bu sefer muzik olarak neseli biseyler dinleteyim diyorum, Koray da arada bir konusur onlarla. Olmadi bu sefer uzerlerine benzin dokup yakarak korkuturuz serefsizleri.
Yorumlar
Ama soyle yapabiliriz mesela; birlikte sofra kurup muhabbet edebiliriz sizin bahcedekilerle. Geliyom, az kaldi.