Gocmen olmakla gecici olmanin bir farki da bu galiba. Bu sabah bir suru blog arkadaslarimin bugunlerde bir heyecan bavullari hazirlayip, noel'i, bayrami firsat bilip yurt sathina donuslerini okuyunca aklima geldi. Artik Turkiye'ye gitmeye useniyorum ben. Hayvan degilim, annemi ablami da cok ozledim ama useniyorum. Bu herseyin fiyatinin bes katina ciktigi mevsimde, gul gibi sicak evimi, son tembellik sanslarimi birakip alt tarafi bir hafta icin ordan oraya savrulmayi gozum yemiyor. Yine hayatin yollarda gececek, butun aile farkli sehirlere, semtlere dagildigi icin, on bes ayri insan grubu onlar icin uygun diye senin tek cumartesinde gorusmek isteyecek, hem istedigin kimseyle gorusemeyip hem de hic bir yapmak istedigin seye yetisemeden salak gibi ortada dolasacaksin. Butun bunlara asiri alkol yuklemesinden mutevellit aksamdankalmalik, asiri yemek yemekten mutevellit tokluk sitmasi eslik edecek. Ne kimseye doyabileceksin, bir de ustune aaa bana da gelmediniz, onlara da ugramamisiniz diye laf isiteceksin. Sanki ben Turkiye'deyken bu kadar gorusuyorduk, sanki siz habire gorusuyordunuz ya... Alt tarafi alti gun sonra da geri doneceksin. Valla zor bu is yonca, almayayim.
Istanbul'u artik Istanbulumm diyecek kadar askla sevmedigim icin, gozumde trafikti, pislikti, iyice buyudugu icindir belki de bu hislerim. Yemek icmek desen, nerdeyse herseyi de buluyorum artik, kalmadi aman da simit (ki yapilir, nedir yani?) , aman da raki dertlerimiz cok sukur.
Bu elbette geldigim ilk gun heyecandan uyuyamadigim, Kurtulus'ta ana caddede soyle bir yuruyunce icimin nese dolmadigi anlamina gelmiyor. Ama iste, sehrin kendisiyle degil artik derdim, ailemi gormenin sevinciyle gitmek istiyorum ben. Eindhoven'i cok mu sevdim, cok mu baglandim? Yok oyle bisi, bu saatten sonra Eindhoven ya da Patagonya farketmeyecekmis gibi hissediyorum kendimi. Is ki annemler istediklerinde gelsinler, arkadaslarimiz olsun. Gerisi hikaye.
Yine de en iyisi soyle habire haftasonu gidip gidip gelebilecek bir duzene sahip olmak olurdu galiba. Soyle ayda bir bir haftasonunu orda gecirsen, hem herkesi gorur, hem de baska tatillerde dunyada baska yerlere de gidebilirdin. Bu bizim 'almanci' halinin en canimi sikan yani da bu zaten. Tatile ayiracak belirli bir zamaninin ve butcen varsa oncelik aile ziyaretinde oluyor, her tatilde illa ki Turkiye, illla ki aile nerdeyse orasi. Iyi hos da, o kadar cok gormek istedigim yer var ki. Ahh ah, belki o da olur, bir gun.
Istanbul'u artik Istanbulumm diyecek kadar askla sevmedigim icin, gozumde trafikti, pislikti, iyice buyudugu icindir belki de bu hislerim. Yemek icmek desen, nerdeyse herseyi de buluyorum artik, kalmadi aman da simit (ki yapilir, nedir yani?) , aman da raki dertlerimiz cok sukur.
Bu elbette geldigim ilk gun heyecandan uyuyamadigim, Kurtulus'ta ana caddede soyle bir yuruyunce icimin nese dolmadigi anlamina gelmiyor. Ama iste, sehrin kendisiyle degil artik derdim, ailemi gormenin sevinciyle gitmek istiyorum ben. Eindhoven'i cok mu sevdim, cok mu baglandim? Yok oyle bisi, bu saatten sonra Eindhoven ya da Patagonya farketmeyecekmis gibi hissediyorum kendimi. Is ki annemler istediklerinde gelsinler, arkadaslarimiz olsun. Gerisi hikaye.
Yine de en iyisi soyle habire haftasonu gidip gidip gelebilecek bir duzene sahip olmak olurdu galiba. Soyle ayda bir bir haftasonunu orda gecirsen, hem herkesi gorur, hem de baska tatillerde dunyada baska yerlere de gidebilirdin. Bu bizim 'almanci' halinin en canimi sikan yani da bu zaten. Tatile ayiracak belirli bir zamaninin ve butcen varsa oncelik aile ziyaretinde oluyor, her tatilde illa ki Turkiye, illla ki aile nerdeyse orasi. Iyi hos da, o kadar cok gormek istedigim yer var ki. Ahh ah, belki o da olur, bir gun.
Yorumlar
Ama bu yazdigin yazi beni cook etkiledi, duygularima tercuman olmussun, her satirina imzami atarim, tebrikler
Dokunsalar aglarim...
Beyoglunda surtmeyi, Sultanahmet'te turisleri izlemeyi, Yerebatan' i, Arkeoloji muzesini, Bogaz' da cingene vapuruna binmeyi falan...
Haklisin, hepsi basa gelen seyler...
Bir de gidiyorsun, yarimyamalak goruyorsun... E, donuyorsun... Hic gitmemis gibi...
Keske Avrupa' da biryerlerde olsaydim ben de, buradan gitmek daha da zor, cok zor.
Sen üşeniyorum diyorsun ya.. Galiba bende üşeniyorum hazırlan git İstanbul a deligibi koştur dur. Hiçbirşey anlamadan geri gel bu ne ya eziyet valla :) Onlar gelsinler birazda canım